İnsanoğlu Âdem (a.s) ailesinin bir ferdi olarak dünyaya geldi, varoldu. Yüce Rabbimiz, mükerrem ve şerefli kıldı bizi. Kâinat, tüm mükemmelliğiyle bizim için var edildi, madde ve eşya hizmetimize verildi. Peygamberler gönderildi bizim için, semânın kapıları açıldı, vahiy nâzil oldu. Renk, ırk, dil farklılıkları olsa da saygınlık bakımından aramızda bir fark bulunmadığına, Allah nezdinde en değerli olanımızın O’na karşı gelmekten en çok sakınanlarımız olduğuna dikkatlerimiz çekildi.
Hakikat böyle iken, insanlık, asıl onur ve şerefin âlemlerin Rabbine kul, Kutlu Nebi’ye ümmet kılınmakta olduğunu idrak edemedi. Rabbimiz bize böylesine değer vermişken, biz onuru makamla, mevkiyle, parayla ölçer olduk. Rabbimizden uzak düştükçe; kendimize ve birbirimize de yabancılaştık.
Yaratılış ve kulluk amacından, samimi inançtan, ahlâkî değerlerden her geçen gün uzaklaşmaktayız. Günü birlik telaşlar içerisinde bencilliğin, hırsın, açgözlülüğün esiri olduk âdeta. Ayrımcılık, ırkçılık, sömürgecilik, şiddet, terör, savaş, istismar, açlık gibi nice küresel sorunların kıskacında yeryüzü sakinleri olarak büyük bir sınavdan geçtik. Ayeti Kerime'de meâlen; "İnsan hayır istemekten usanmaz, fakat kendisine bir kötülük dokunursa, hemen ümitsizliğe düşer, üzülü verir."
Oysa ki, Rehberimiz, Peygamber Efendimiz, (S.A.V) hayatı vicdanımıza yaraşır bir şekilde nasıl yaşayacağımıza dair bizlere rehberlik yapmıştır. Bize, birbirimizi hâkir görmemizin, kötülük olarak yeteceğini, Müslümanın kanı, malı ve onurunun dokunulmaz olduğunu bildirmiştir. Kâmil mü‘min olma ve cennet yolunun birbirimizi sevmekten geçtiğini buyurmuşlardır. Herkes, insanlığın kötüye gittiğini kabul eder de, hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez. Dolayısıyla
İlâhi sisteme uyup bu doğrultuda hayatımızı idâme ettirmeliyiz.
Güzel insan olmanın kıymeti bilinmemek gibi kötü bir huyu vardır. Siz insanlar için değil, Allah için güzel insan olun. Bu güzelliğin karşılığını, layıkıyla Allah verecektir!
İslâm nazarında insan, sevgiye ve hürmete lâyık olan varlıktır. Siyahı da değerlidir beyazı da, yoksulu da onurludur, hizmetçisi de. Ölüsü de saygındır, dirisi de. Allah Resûlü (S.A.V) veda hutbesinde; “Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap olana, beyaz tenlinin siyaha, siyah tenlinin de beyaza, takva dışında bir üstünlüğü yoktur” buyurarak asırlar öncesinden bize yol göstermiş; insanları geçici dünyevi değerlere göre sınıflandıranlara âdeta ders vermiştir.
İnsan her yerde aynı insandır; bir insanın yaratılışında asâlet yoksa, kâinatın tacını giyse dahi, yine de insanlıktan nasibini almamış demektir.
Allah'ın rahmeti, bereketi ve mağfireti hakka tabi olanların üzerine olsun İnşallah!
|
||
|