Türkiye seçim sürecinde, her parti kendi hünerini sıralayarak, halka yapacakları vaatlerini anlatarak seçim gündemini ve vizyonunu değerlendirerek halkın önüne çıkıyor, bakalım halkımızın isteği hangi doğrultuda beraberce takip edelim.
AK Parti hükümeti, ilgili kurum ve kuruluşları ile, hayat pahalılığı, ekonomik politikalar ve güncel konulara odaklanmış durumda. Gün geçmiyor ki yeni bir dev projenin açılışı veya devreye alınışı olmasın.
Dış güçlerin de Türkiye üzerinde bir dev projesi var: “hayat pahalılığı." Yapıcı bir proje değil. Yıkıcı bir proje bu. Halkımızı moral olarak yıkmaya, mevcut iktidardan soğutmaya yönelik bir proje bu.
Dış güçlerin ortak gayretleri, ülke insanımızın Necip insanlarının morallerini hayat pahalılığıyla oyalayıp, AK Parti iktidarını düşürmektir. Aslında hükümetin amacı ve hedefi ülkemizin dışa bağımlılığını azaltmak, uzun vadede refah düzeyini artırarak insanımızın hayatını kolaylaştırmak ve Türkiye'yi daha ilerilere taşımaktır.
Bunun için de Türkiye Yüzyılı olarak büyük resmi çiziyorlar fakat halkımız, ekonominin depremin de etkisi ile özelikle kiralar ve ev fiyatları yönü ile biraz doğal biraz da fırsatçılık etkisi ile zorlaması nedeni ile bu resmi ne kadar görebilecek zaman gösterecek.
2023 yılı vizyonu dış güçlerin gündeminde!
Dünya, özellikle Siyonistler, adeta 14 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimine odaklanmış durumdalar, çünkü bu seçim onlar için önemlidir.. Siyonistler dünyayı adeta korku salarak güzel bir projeye imza attılar.. Ortak proje, ülkemizin Necip insanlarının morallerini bozmak ve aynı gezi olaylarında olduğu gibi karıştırmaktır. AK Parti iktidarını zayıflatmaktır. Ama aynı gezi olaylarında olduğu gibi başaramayacaklardır. Gezi olaylarında mevzunun ağaç olmadığını itiraf ettikleri gibi şu an da vatandaşımızın alım gücünün mevzuları olmadığını itiraf edeceklerdir. İltifat olarak algılamayacaklarını bilsem; halkımızın sinir uçlarını bulmakta ve buraları kaşımakta ne kadar mahir olduklarını ifade ederdim.
15 Temmuz darbe girişimine kalkıştılar ve başaramadılar. Burada ülkemizin Necip insanlarının üzerinde büyük dua vardır. Ülkemizde Allah'ın izni olmadıkça, "yaprak dahi kıpırdamaz" Allah her daim inananların yanındadır, yeter ki istemesini bilelim.
Dünyayı kasıp kavuran pandemiyi gündeme getirdiler, proje büyük ve Siyonistler, bu projeyle dünyayı esaretleri altına almayı başardılar.. Proje büyük dedim ya.. Bu pandemi virüsüyle adeta trilyonları vurdular.. Krize en hazırlıklı olanlar, ya dirençli yani güçlü olanlardır, ya da krizden önce haberi olanlar veya krizi üretenlerdir.
Ülkemiz direnci ile atlattı bu badireyi, zira hastane altyapımız büyük bir vizyon ile uzun süredir atılım denecek boyutta ilerleme kaydetmekteydi. Vizyonsuz muhalefete rağmen sağlık sistemimizin sağlam adımlarla ilerlemekte olduğunu da unutmamak gerek, diğer tüm altyapı ve yatırımlarda olduğu gibi.
Peki sorarım okuyucularıma!!!
AK Parti icraatları neden dünya gündeminde? Siyonistleri saran bu korkunun nedeni ne? "EYVAH" Osmanlı tekrar mı dirilişe geçti? Recep Tayyip Erdoğan, Devlet-i Aliye-i Osmaniye’yi tekrar kurmakta olduğu korkusu dünyayı sardı.. Bu korku Siyonistlerin korkulu rüyası, büyük projelerini hayata geçirememelerine neden olacak en büyük engel. Bu korku onları ülkemize daha fazla müdahale etmek mecburiyetinde bırakmaya yeter.
Müdahale ediyorlar da zaten, gerek dışardan gerekse de içerdeki beslemeleri ile.. Normalde bir araya gelmesine şaşılacak görüşte oldukları düşünülenler aynı yerden beslendikleri için olsa gerek; aynı masadalar..
Her ürünün fiyatını artıran bir unsur olan enerji, özelikle petrol ve petrolden elde edilen akaryakıt fiyatları küresel güçlerin elinde. Fiyatı ucuzlayacak diye petrol çıkarma hızlarını düşürerek, hatta petrol arzını sağlayan Müslüman ülkeleri manda ve himayelerine almak suretiyle musluğu ellerinde tutan bu şer güçler yine halkımızın sinir uçlarına tam yeri ve zamanında dokunduklarında, üzerine bir de bizim zayıf karakterli fırsatçılarımız tuz biber olduğunda devalüasyon rüzgarları alt gelir grubunu etkiledi. Üst gelir grubuna çok dokunan bir husus yok lakin Hatta orta gelir grubu daha derin etkilendi.
AK Parti hükümeti, sürekli artan konfor ve refahı şu sıralar örseleyen bu unsurlar nedeni ile alıştırdığı iyileşme halini bir süredir saydığımız sebepten sürdüremedi. En problemli nokta budur diyebilirim. "Zira açlık öldürmez, alışılmış tokluk öldürür derler. " Tokluğa alıştırdığı için mevcut iktidarı suçlamak olmaz, şu an kabuk değiştirip bir kelebeğe dönüşme arifesindeki tırtıl misali yeni yüzyılına geçiş için çekilen sancıdan ötürü iktidarı suçlamak hiç olmaz.
Ev krizini körükleyenlere bir kötü haberim var. AK Parti iktidarı, deprem mağdurlarına ilaç olacak müdahaleyi hızlı bir şekilde tamamlayacak. Deprem beklenen diğer şehirler başta olmak üzere kentsel dönüşüm ile hem bina stoğunu yenileyecek hem de arz talep dengesini dengeleyerek fiyatları düzene sokacaktır.
Cephe çok olunca her konuya yetişmek zordur lakin istihkamın yetmediği cephede kayıplar artmadan tedbir alınması gecikmemeli. Alıştığımız tokluk bunu gerektiriyor. Betonla bina ile karın doymaz diyen muhalefete rağmen konut yapımını artırarak sürdürmeli. Fakat gidişatta görüldüğü üzere yatay mimari ile nezih, zarif ve sağlam yuvalar inşa edilmeli.
Kendine yeten, lider bir ülke olma idealimiz kanımızda var. Mevcut liderimizle kan uyuştu. Lider iyi, her seviyeden alt kadro da iyi olsun.
Ama önce halkımız bu iyi yönetimi hak etsin.
Mevlana ki bu toprakların manevi demir kubbelerindendir. Ne olursan ol gel diye herkese kapısını açan bir deryadır. Muhtemelen şu anki müşkül durumu, fırsatçılık ile körükleyenleri hesap ederek ne güzel özetlemiş: Kula bela gelmez Hak yazmadıkça, Hak bela yazmaz kul azmadıkça!
Sevgi ve Saygılarımla
Araştırmacı Gazeteci Yazar
Vehbi Korkutata
|
||
|