İlk defa Çiller’in içişleri bakanı olarak tanıdık Meral hanımı. Devleti siyasilerin, siyasileri de askerin yönettiği, demokrasi tarihimizin utanç verici günleriydi. Meral Akşener hanım’ın, emniyete çok gelişmiş dinleme cihazları ve ağır silahlar alınmasına karar vermesinden sonra asker-polis karşı karşıya gelmiş alınanların askeriyeye teslimiyle kriz sonlanmıştı. Saflığımızla, askeri vesayetten rahatsız olan herkes gibi Meral Akşener hanımın tavrını içten içe desteklemiştik. O dönem FETÖ’ terör örgütünün kuluçka dönemiydi. 15 Temmuzdan sonra, FETÖ’terör orgütünün bir zamanlar 2. adamlığını yapmış Latif Erdoğan’ın, Fethullah Gülen’in Tansu Çiller’e içişleri bakanı yapılmak üzere tavsiye mektubu gönderdiğini ve mektubun aslının kendisinde olduğunu açıklamasından sonra olan bitene uyandık. Yumurtaları altında ısıtana da uyandık.
…
Akşener, AK Parti'nin kurucularının toplandığı Kızılcahamam toplantılarında vitrin isimlerden biriydi. Partinin kuruluş çalışmalarına önemli bir isim olarak katılmış olmasına rağmen birden çark etti ve açık bir izah yapmadan o zaman henüz partileşmemiş oluşumdan ayrıldı.
…
Akabinde Meral Akşener hanım MHP’ye katıldı. Kocası eski komünist olsa da kendisinin gençliğinde ülkücü olduğu biliniyordu. Meclise girip milletvekili oldu, meclis başkan vekili oldu. MHP dönemi de partinin geleneklerinden farklı olarak olağanüstü genel kurul toplama talep etmesi, ihracı ve hukuki süreçle son buldu.
…
Meral Akşener hanım, MHP’den kopardığı hatırı sayılır bir yönetici kadro ve taban ile beraber İyi Parti’yi kurdu. Herkes MHP ve BBP’den sonra üçüncü milliyetçinin partinin kurulduğunu düşündü. Ama yaşanan süreçte parti içindeki ülkücülerin tasfiye edildiğini, boşalan kadroların iktidar partilerinde yer bulamayan gedikli siyasiler ve ilişiği belgelenememiş FETÖ'cüler tarafından doldurulduğunu gördük. Kendileriyle taban tabana zıt olduklarını ifade ettikleri HDP ile son seçimlerde örtülü ittifak yapıldı. Örtülü ama örtü hiçbir şeyi kapatmıyor. Bugünlerde Meral hanımın partisi 6+1 ittifakının içinde ikinci büyük partinin genel başkanı olarak siyaset yapıyor. Ne eylemlerinde ne söylemlerinde Türk milliyetçiliğini göremiyoruz.
…
Meral Akşener hanımın siyasi hayatı takdire şayandır. Ülkücülükten DYP’ye, DYP’den Ak Parti’ye, oradan MHP’ye ve şimdilerde İyi Parti’ye. Açıkçası partisini, Türk siyasi hayatında şaşaa ile kurulup ikinci seçimde kaybolanlardan olacağını düşünmüştük. Ama seçim kanunu değişip ittifakla barajdan kurtulup meclise girmesi, dünyadaki pandemiye bağlı ekonomik problemlerin ülkeye yansımasının faturasının doğal olarak iktidar partisine yıkılmasından sonra oy oranlarını arttırıp 6+1 ittifakının ikinci güçlü partisi oldu. 15 temmuz öncesinde başbakan olacağını söylüyordu. Bugünlerde de güçlendirilmiş parlementer sistem, zayıflatılmış devlet nizamına geri dönüp kendisinin başbakan olmak istediğini sıkça dile getiriyor. Açıkçası yüzde 10 civarlarında oy alacak olan bir parti liderinin, önünde kendisinden daha büyük iki parti varken bunu nasıl kendine yakıştırdığını anlayamıyoruz.
…
Batı Trakya-Drama kökenli olduğunu bildiğimiz Meral hanım bir gün ailesinin Diyarbakır’dan Selanik’e gönderilmiş bir ailenin mensubu olduğunu söyledi. Fakat Diyarbakır eski belediye başkanı Cemal Toptancı’nın, Diyarbakır’dan Selanik’e gönderilmiş olanların bir gayri Müslim ayaklanması sonunda Ermeni elebaşıları olduğunu açıkladı. Hatta bu konuyu mesajla Meral hanıma ulaşıp sorduğunu, O’nun kendisine cevap vermediğini ve engellediğini ekledi. Açıkçası hepimiz Meral hanımın milleti sadıka mensubu bir Ermeni olduğunu düşünüyoruz. Değilse açıklamalıdır. Açıklamıyorsa sükut ikrardır.
…
Bir Ermeni’den Türk milliyetçisi olur mu? Olur. Türk milliyetçiliği diğer tüm milliyetçliklerden farklı olarak islamla iç içe geçmiş, onun hükmetmedeki naifliğini aynıyla benimsemiş, adalet kaygısını üstlenmiştir. Yani Türk milliyetçiliğinin faşizmle veya faşizme yol açacak prensiplerle alakası yoktur. Nizamı Alem, ilayı kelimetullah ülküsüyle, sınırları belli olmayan vatanı ifade eden Kızıl Elma ülküsüyle bütün dünyayı yönetme cehdinde bir dinamiğe sahiptir. Dolayısıyla bir Ermeni olan Meral hanım Türk milliyetçisi olur mu, olur, olmalıdır da.
…
Bugün grup toplantısında teşkilatlarına bir kitap hakkında talimat verdi ve iktidara geldiklerinde ders kitabı olarak okutulacağını söyledi. Kitabın resmi müellifi Afet İnan, Atatürk’ün manevi kızı. Kitabı Atatürk’ün yazdığı ve okullarda okutulmasını istediği söyleniyor. Ama devirmeye hazırlandığımız asırlık devlette müfredata konmamış. Türk milliyetçisi Ermeni Meral Akşener hanımefendinin, iktidara geldiğinde okullarda okutmayı taahhüt ettiği kitapta neler yazıyor, bakalım:
‘’Muhammed’in kurduğu din, bütün ulusallıkların üstünde yaygın bir Arap ulusçuluğu politikasına dayanıyordu. Bu arap düşüncesi ümmet sözcüğü ile ifade olundu.’’
‘’Tarih bize öğretir ki, bütün dinler milletlerin cehaleti yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur.’’
Dertsiz başımıza dert almamak için bu cümlenin içeriğindeki gerek akli, gerek mantıki, gerek bilimsel itirazlarımızı yazmıyoruz. İçerikteki başka ibareleri de almadık; bu kadarı anlaşılmaya yeter. Ama imanımız ile bu cümleler açıkça birbirinden siyah ile beyaz gibi farklı. Afet İnan’ın bu yazdıklarının Türkçe’deki anlamı Allah’ın olmadığını, kutsal kitapların da kendilerine peygamber denen zatlar tarafından uydur uydur yaz hesabı derlenip bizim gibi cahillere yutturulduğunu ifade ediyor. Yorumu herkes kendi içinden yapsın.
…
Bu ibareleri okuduktan ve Meral hanımın teşkilatlara kitabın çoğaltılıp basılması talimatını verdikten sonra Türk milliyetçisi Ermeni Meral hanımın açıkçası mensup olduğu dini de merak etmeye başladık. Bu merak içinde olmak ve merakımızı dillendirmek hakkımız mı; bence hakkımız
Hristiyan mısınız?
Hristiyansanız Katolik misiniz?
Hangi kiliseye mensupsunuz?
|