|
|||
![]() |
Üzülmemek elde değil, anlayana... | ||
Vehbi KORKUTATA | |||
AK Parti, “21 yıldır kesintisiz olarak ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile 15 farklı seçimi kazanan bir parti, dünyanın en önemli seçimlerinden biri olarak gösterilen ve 2023 seçimlerinde "birliği ve beraberliği, haklıyı ve haksızı ayırt etmenin, Türkiye'nin refah düzeyini yükseltmeyi, dünyada söz sahibi olmayı ve dahası Osmanlı yolunda olmayı hedeflenen" sözlerden birisidir. AK Parti, 21 yıldır 15 farklı yönden seçimi uzun süre iktidarda kalmayı başaran iktidar, Türkiye kalkınıyor, ülke insanımızın hayal bile edemeyeceği yatırımların gerçekleşmesi taktire şayan olarak tarihte yerini alacaktır. Önemli olan ülke halkının refah düzeyini yükseltmek ve haksız kazanç elde eden ve fırsatçılık yapanlara göz yummaları kabul edilir bir durum değildir. Bunların önünü ivedilikle kesmeleri söz konusuydu, ama olmadı. Daha önceki makalemde de değinmiştim. Asgari ücret alan ve 8.500 ile geçimini sağlayan, 800 TL kira ödeyen ve kiralar birden 5.000 TL’ye fırlayan insanlarımızı tedirgin eden bu kira artışları ülke insanımızın belini büktü. Peki sorarım ülkemizi yönetenlere; geriye kalan 3.500 TL ile nasıl geçim yapacak. Gerçekten perişanlık, bu vatandaşımız, 14 Mayıs'ta sandığa gidince nasıl ve hangi siyasi partiye oyunu kullanacağı ben şahsen merak içerisindeyim. AK Parti’nin ilk seçim beyannamesinin teması “her şey Türkiye için” olarak belirlenmişti. 1990’ların “hayal siyaseti” üzerinden pazarlanan seçim vaatleri yerine getirilmediği için seçmenler mevcut partilere yönelik güvensizlik içindeydi. Siyaset kurumuna güven azalmıştı. Ülkenin birikmiş sorunları, yeni krizlerle derinleşmekteydi. O dönemin iktidarları ne sorunları çözebiliyor ne de toplumun önüne gelecek vizyonu koyabiliyordu. Bu bağlamda, AK Parti’nin ilk beyannamesi, acil eylem planlarını merkeze alan, siyaset kurumu ile toplum arasındaki güven ilişkisini onarmayı hedefleyen, siyasi alanı demokratik hamlelerle genişletmeyi vadeden, özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırma sözü veren bir bakış açısıyla hazırlanmıştı. 2007 seçimlerine gidildiği dönemde, iktidar partisi olan AK Parti üzerinden demokratik siyasetin kurumlarına ve temsilcilerine karşı koordineli ve örgütlü bir şekilde vesayetçi müdahaleler yoğunlaşmıştı. Vesayet odaklarının direnci sürüyordu. AK Parti bir taraftan yaklaşan seçimleri direnç siyasetlerini etkisizleştirmek bir taraftan da o güne kadar başlattığı yapısal dönüşümleri devam ettirmek, demokratik siyasetin alanını genişletmek, değişim ve dönüşüm reformlarını yeni bir anayasa ile sürdürme amacına matuf bir seçim beyannamesi hazırlamışlardı. Seçim beyannamesinin odağını da bu bağlamda, “güven ve istikrar içerisinde, durmak yok, yola devam” olarak belirlemişlerdi, ülkemizin istikrarı bakımından önemliydi. 2011 seçimlerine gidildiği dönemde Türkiye, kritik bir eşikteydi. Vesayetle mücadelede epeyce yol alınmış, siyasi alanın normalleştirilmesine dönük yapısal, yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmış, özgürlüklerin önündeki engelleri kaldıran yasalar çıkarılmış, uzun süredir ötelenen sorunların çözümü ile ilgili “milli birlik ve beraberlik” açılımı başlatılmıştı ve aslında bu büyük bir başarıydı. Dolayısıyla, yeni dönemin yol haritası bağlamında 2011 seçim beyannamesi “Yeni Türkiye Sözleşmesi ve 2023” vizyonu olarak ortaya konmuştu. Sonraki dönemde ise; açıklanacak her seçim beyannamesi ya da vizyonu 2011’de ortaya konan beyannameye göre güncellenecek ve yeni vaatlerle güçlendirileceği muhakkaktır. 2011 sonrası dönem, aynı zamanda eski düzenin devamından yana olan çevreler için de kritik bir eşikti. Bu bağlamda, eski düzenin devamından yana olan farklı çevreler organize bir şekilde direnç siyasetini devreye soktular. AK Parti 2002’den itibaren zorlu bir mücadele ile özgürlükleri genişletirken, ekonomik kalkınma ve refahı artırmak için çalışırken, uzun yıllardır birikmiş, ertelenmiş hatta "kangren" haline dönmüş sorunları çözmek için; çözüm süreci, Alevi açılımı, gayrimüslim azınlıkların haklarının verilmesi vb. konularda, daha fazla demokrasi ve daha fazla insan hakları söylemi ile hareket ederek, siyasi risk alırken; 2013’ten itibaren demokrasi dışı yollarla, içeriden ve dışarıdan koordineli olarak hareket eden yapılar harekete geçti ve aslında tam bir "enkaz"ı devir almışlardı. Gezi Parkı şiddet eylemleri ile başlayan süreç, MİT tırları kumpası, 17-25 Aralık FETÖ terör örgütü, yargı ve emniyet darbe girişimi, 6-7 Ekim Olayları, çözüm sürecini bitiren hendek ve çukur terörü ve en nihayetinde 15 Temmuz FETÖ terör örgütü, darbe ve işgal girişimi ile devam ettiğini biliyorsunuz, hatırlamanızda yarar gördüm. AK Parti 2015 seçimlerinden itibaren yayınladığı seçim beyannamelerinde, 2013’ten itibaren devreye sokulan saldırılarla devletin kurumsal kapasitesini çökertmeye ve o güne kadar “dönüştürücü reformlarla” elde edilen kazanımları geri döndürmeye dönük girişimleri etkisiz hale getirecek “koruyucu reform” başlıklarını öne çıkardı. Bu bağlamda, sistem değişimini önceleyen ve değişimin ardından devleti yeniden yapılandırmaya dönük atılan adımlar öne çıkarıldı. 2015 ve 2018 seçim beyannamelerinin bu odak üzerinden şekillendiğini söylemek mümkün olduğu aşikardır. AK Parti, 2023 seçimlerine giderken, bir taraftan 2013’ten itibaren devreye sokulan istikrarsızlaştırıcı hamleleri koruyucu reformlarla etkisiz hale getirmiş diğer taraftan 2011 seçimlerinden itibaren vaat edilen kalkınma, hizmet ve yatırım hamlelerinin büyük çoğunluğunu hayata geçirmiştir. Devleti yeniden yapılandırmaya dönük yapılan reformlarda başarı sağlanmıştır. Dolayısıyla Cumhuriyetin yüzüncü yılına tekabül eden seçimler, AK Parti için yeni kritik ve eşik anlamına gelmektedir. Tüm seçim beyannamelerinde AK Parti’nin Türkiye siyasetindeki yeri ve anlamının, değişen şartlara göre güncellendiği görülür. Aynı zamanda toplumsal talep ve beklentilerle şekillenen ihtiyaçlara göre her seçim beyannamesinde bazı konular öne çıkarılmıştır. Diğer taraftan, beyannamelerde seçmenin dikkatini çekecek büyük projelere yer verilmiştir. Ayrıca, yapılanlar ve yapılacaklar da geniş listeler halinde seçmenin önüne konulmuştur. AK Parti bu gerçekliğin farkında olduğu için son dönem seçim beyannamelerinde “yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” diyor. "AK Parti seçmene ne vaat ediyor” sorusunun cevabı ise 21 yıldır iktidarda olan iktidar, neden seçime giderken vatandaşa vaat üzerine vaat sıralıyor, seçime 2.5 yıl kala neden vatandaşlarımıza yansıtılmıyor, asgari ücret alanlar ölüme terk edildi. Üretici ürettiğini istediği fiyatta satamıyor, büyük firmalar üretilen ürünleri 1.5 tan alıp tüketiciye 35 TL den satıyor, yazıktır günahtır.. Burada Ticaret Bakanlığı görevini layıkıyla yapamadı, halkımızın hissiyatlarına tercüman olamadı. Ülkemizde gerek emlak ve gerekse gıda almış başını gitmiş, dar gelirli vatandaşlarımız tamamıyla bitirme noktasına gelmiş durumda. Hükümet halkımızın haklarını koruyamadı, fakiri fakirleştirdi, zengini ise; uçurdu ve fakirlerin sırtından büyük kazanımlar elde etmişlerdir, aslında Siyonizm’in büyük bir projesiydi, hükümeti bitirme politikasıydı, bakalım ülke halkı sandıkta gerekeni yapacak mı? Ben şahsen 3.5 yıldır ülkemizin Necip insanlarımızı yerinde ziyaret ettim. Onların neler konuştuklarını kelimelere sığdıramıyorum. Keşke bu durumları Başkan Erdoğan'a anlatılsaydı, başkan Erdoğan, kesinlikle gerekeni yapacaktı. Aslında AK Parti hükümetine bir dönem daha fırsat verilseydi iyi olurdu, üzülmemek elden değil, anlayana... Sevgi ve Saygılarımla Araştırmacı Gazeteci Yazar Vehbi Korkutata |
|||
Etiketler: Üzülmemek, elde, değil,, anlayana..., |
|